Deprem canımızı en derinden yaktı. Onlar ülkemizin aydınlık yüzleriydi ve geleceğimizin temsilcileri idi. Onlara layık olmadan uyku bize haram olsun.
Hani onları kaybettikten sonra “Başta Sayın Cumhurbaşkanı ve yönetenler demişti ya hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”. Gelin sözümüzde duralım, yakından uzağa doğru toparlanalım. Aşağıdaki önerilerin yeniden güven kazandırma konusunda da etkili olacağına inanıyorum.
- Depremzedelerin barınma ihtiyacına destek: 1000 adet yaşam konteyneri deprem bölgesine gönderilecekti. “imece” usulü ile kaybettiğimiz canlarımızın adına, konteyner yapacağız. Yaşam Konteynerlerinin projesiz, teknik şartnamesiz yapılması ürün güvenliği açısından risktir. Paylaşılan resimler; imalatın hizmete hazır olmadığını gösteriyor. Amaç Neydi?: Depremzedelerin “barınma maksatları için ihtiyaç duyulan yaşam alanlarının yeterli güvenlikte ihtiyaç duyulan sürede ve ihtiyaç duyulan yerde kullanıma hazır edilmeleridir. Paylaşılan fotoğraflar “Amaca uygun” işin yapıldığı konusunda yeterli değildirler.1000 adet yaşam konteynerini ihtiyaç duyan depremzedelere, hizmete hazır halde güvenli kullanım şartlarında ne zaman teslim edilecek? Bir kez daha düşünün: yerel ekonomiye katkı mı? Yoksa ihtiyaç duyulan güvenlikte ihtiyaç duyulan zamanda ve ihtiyaç duyulan yerde depremzedelerin barınma ihtiyacını karşılamak mı? Zamanında yapılmayan hiçbir iş teşekkürü hak etmez.
- Biz, Sayın Cumhurbaşkanının bu külliye / saray / yerleşke inşaatını durduracağına inanıyoruz, hatta Türkiye Cumhurbaşkanı’na da bunu ilettiğine inanıyorum. Devam etmesi hem israf hem de ihtiyaç değil. Sağlıklı karar, külliye inşaatının durdurulmasıdır. Yine depremin acıları bitince KTMMO Birliği ile de koordine edilerek yasal yetki / sorumluluk ve ülkenin imar güvenlik şartlarında kendi (KKTC’nin) gelirlerimizle yapılsın. Bu maksat için gerekli kaynak çok rahat sağlanır. Eğer bu şekilde devam edilmede ısrar edilecekse, gayrı yasal bu inşaatın yapılmasına izin verenler hakkında görevi ne olursa olsun yasal işlem başlatılmalıdır.
- Yönetenler tarafından, KIB-TEK hizmete elverişsiz hale getirilmiştir. Bunun nedeni, 2000 yılından bu güne kadar ülkeyi yönetenlerin ve bu konuda yeterli tepkiyi göstermeyen sivil toplum örgütlerinin hatasıdır. Sayın Başbakan 2024 yılında AKSA ile devam edeceğiz kararını (İhale Yasasına aykırıdır) yerine serbest rekabet koşullarında ihale sürecini başlatıyoruz denmelidir. Teknik Şartname konusunda Makina Mühendisleri Odası olarak destek vermeye hazırız. KIB-TEK yetersiz ve şaibeli iş yapan yetkililerden dolayı her geçen gün eksik hizmet veriyor, ancak onların yerini “özel sektör“ asla dolduramaz. AKSA ile 2024 yılında anlaşma yapacağız ifadesini Hukuk devleti olma gereği Sayın Başbakan kullanmamalıydı. Bu konuda Sayın Türkiye Büyükelçisine de sorabilir, hukukçudur. Size aynisini söyleyecek.
KIB-TEK İçin acil önlemler (24 saat içerisinde başlatılmalıdır);
- Özel sektörle imzalanan sözleşmede kiralanan kapasite kadar hizmet alınmıyor; aradaki fark hesaplanıp ilgili şirketten alınsın,
- 2015 yılında imzalanan sözleşmede kurulum bedeli olarak fazla ödeme (mükerrer) yapılmıştır, hesaplanarak geri alınsın,
- Yakıt sarfiyat miktarı yeniden kontrol edilsin, fazla yakıt bedeli ödeniyor, geri alınsın,
- KKTC mevcut yönetimi hali hazırda 50 MW enerji kiralaması için 2 Milyon USD kira ödemektedir. Hâlihazırdaki şirkete ise 36 Milyon USD ödemektedir. Kapasite mukayesesi yaptığımızda 6 misli daha fazla ücret ödüyoruz. Dünyanın en pahalı kira sözleşmesinde birincilik KKTC’nin,
- KIB-TEK’te denetim ve şeffaf yönetim için gerekli yasal düzenlemeler yapılsın, faaliyetleri şaibelidir, bu şekilde devam edemez. Jeneratörler tedarik edildiği günden beridir kapasiteye uygun üretim yapmamıştır, sebepleri soruşturulmalıdır.
- Elde edilecek gelir ile (100 Milyon USD < ) KIB-TEK’i geri kazanabiliriz. Ve kendi kendine yeten bir ülke olabileceğiz. Cumhurbaşkanlığı yerleşkesini de kendi maddi imkânlarımızla en uygun şekilde yapabileceğiz.
- Karayollarımızdaki tekerlekli araçlar (iş makinaları dâhil) ile ilgili mevzuat topyekûn çağdışı kalmıştır. Güvenlik standartları belirsizdir. Her yıl onlarca insanımızı trafikde kaybediyoruz. İhtiyaç duyulan regülasyonlar ilgili bakanlıkda mevcuttur bunların yasal hale getirilerek güvenli yol denetimleri ve trafiğe uygunluklarının araç muayene istasyonlarında denetlenmesi gerekmektedir. Bu sorun araç muayene istasyonlarının özelleştirilmesi ile giderilmez. Hem KIB-TEK hem de Araç Muayene istasyonları nın özelleştirilmeleri Kamu zararına bir faaliyettir.
- Haydi gelin sözümüzde duralım, halkımızın güvenini kazanalım sivil toplum örgütlerimiz ve siyasilerimiz omuz omuza çalışalım da Şampiyonlarımız bizi izlesinler. O zaman onlara layık olmuş olacağız.
Saygılarımla,
Ayer YARKINER
Oda Başkanı